Перевод: со всех языков на русский

с русского на все языки

baskın yapmak

  • 1 baskın\ yapmak

    налета́ть

    Türkçe-rusça sözlük > baskın\ yapmak

  • 2 baskın

    1.
    1) налёт, внеза́пное нападе́ние
    2) обла́ва, о́быск

    baskına upramak — а) подве́ргнуться внеза́пному нападе́нию / налёту; б) быть по́йманным на ме́сте преступле́ния; в) попа́сть в бе́дствие; быть захва́ченным враспло́х гостя́ми

    baskın yapmak — а) напа́сть, соверши́ть налёт; б) воен. атакова́ть, напа́сть (напр. на врага); в) нагря́нуть, внеза́пно появи́ться ( о нежданных гостях)

    2.
    превосходя́щий, домини́рующий

    baskın çıkmak — превзойти́, затми́ть кого

    Türkçe-rusça sözlük > baskın

  • 3 baskın

    1.
    Исх. превосходя́щий, домини́рующий
    2.
    1) нападе́ние (внезапное), набе́г; ата́ка

    ateş baskını yapmak — соверши́ть огнево́й налёт

    su baskını — наводне́ние

    2) обла́ва; о́быск

    baskına uğramak — а) подве́ргнуться внеза́пному нападе́нию (налёту); б) быть захва́ченным враспло́х

    baskın etmek — накры́ть на ме́сте преступле́ния

    Büyük Türk-Rus Sözlük > baskın

  • 4 ترکتازی کردن

    baskın yapmak

    Farsça-Türkçe sözlük > ترکتازی کردن

См. также в других словарях:

  • baskın yapmak — 1) suç işlendiği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girmek 2) düşmana ansızın saldırmak 3) mec. ansızın konuk gelmek Behçet e bu evin merdiven altındaki bakla gibi odasında baskın yaparlar. S. Birsel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baskın — is. 1) Suç işlediği veya suçluların bulunduğu sanılan bir yere ansızın girme 2) Kısa süreli, beklenmedik saldırı Bu dört kişi güç bela baskından kurtulup bana sığınmış. R. H. Karay 3) Su basması, sel 4) Ansızın çıkagelme 5) sf. Sertlik, zorluk… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • basmak — e, ar 1) Vücudun ağırlığını verecek biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına. C. Külebi 2) Küçük çocuklar ayakta durabilmek 3) Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek Motor… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • akın etmek — 1) düşman ülkesine saldırmak, baskın yapmak 2) toplu olarak gitmek, üşüşmek Top seslerini duyan halk sahile akın etmeye başlamışlardı. F. F. Tülbentçi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • BEYTÛTET — (Beyt. den) Gece kalma, geceleme. * Ayırmak, teferruk. * Gece baskın yapmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • akın — 1. is., ed. Kazak Kırgız Türklerinin saz şairlerine verdiği ad 2. is. 1) Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması Ada yı bir rençper akını doldurmuştu. S. F. Abasıyanık 2) Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»